Arsuz’u temiz tutalım!

kösem arsuz
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, altyapı çalışmaları için düğmeye bastı.
Turizm kenti olmaya aday Arsuz için, en güzel başlangıç bu olsa gerek..
Çünkü geçtiğimiz yıl, denize dökülen lağımların yol açtığı çevre felaketini hepimiz biliyoruz.
Defalarca yazdık..
Yazlık sitelerin kanalizasyon boruları hepten denize boşalıyordu.
Arıtma ve denetim de olmayınca, etraftaki lağım kokusu ve pislik yüzünden insanlarımız sağlık sorunlarıyla boğuşuyordu.
Belde belediyelerinin bütçesinde para olmayınca, altyapı çalışmalarına bir türlü başlanamadı. Faturasını ise, serinlemek için denize girmeye çalışan insanlarımız ödüyordu..
Arsuz’un ilçe olmasıyla birlikte herşey değişti.
Belediye Başkanı Nazım Culha’nın altyapıya önem vermesi, Arsuz’daki çevre felaketini önleyeceği gibi, denizdeki kirliliği de büyük ölçüde giderecek.
Ancak Nazım Culha yalnız kalmamalı..
İnsanlarımıza da düşen görevler var..
Karaağaç’tan öte, kıyıları alemciler sarmış durumda..
Günbatımı eşliğinde şişenin dibine vuruyorlar.
Bu durumu yadırgayacak değilim..
Ama bazıları sahili babasının plajı gibi görüyor olacak ki, her türlü kirliliği mübah sayıyor. Ellerindeki bira şişelerini en yakındaki çöp bidonuna atmak yerine, gecenin onuruna kırıp, kumsala atıyor..
Kamuya ait, herkesin kullanabileceği sahillerde yalın ayak dolaşmanız mümkün değil. Bunu yapan elbetteki insan olamaz!
Hayvan bile dışkısını yaparken, toprağı eşeleyip üzerini örter..
Bunların yaptığına ne demeli?
Bu durumu engellemek için sahile güvenlik görevlisi koysanız çözüm değil..
Bence bunun için cezai yaptırım gerek..
Bedeli ağır olsun ki, bir daha yapmasınlar..
Hatta uygunsa, o şişeyi münasip bir şekilde değerlendirsinler..
***
Gelelim ikinci önemli bir konuya;
Arsuz yolunda aydınlatma lambaları neden çalışmıyor?
Geceleri ortalık zifiri karanlık oluyor. Sanırsınız; turizm kentine değil, Amanoslara çıkıyorsunuz.
TEDAŞ’ın bu konuda yapacağı birşeyler olmalı..
Neticede, aydınlatma direkleri süs diye yollara konmadı!
Aydınlatma yoksa, direkleri de kaldırın..
***
Bu arada; Belediye Başkanı Nazım Culha’ya da bir tavsiyem olacak.
Karaağaç’ın çevre yolunda yolların kenarında gıda üzerine satış yapan yerler var.. Kimisi seyyar satıcı, kimisi de sabit duruyor..
Çadırı üzerine çeken satış yapıyor..
Kaldı ki, sahil kenarında araçların üzerinden yiyecek/içecek satışı yapanların da sayısı az değil.
Bunların büyük çoğunluğunun ruhsata tabii olduğunu düşünmüyorum.
Ama izin veriliyor ya da göz yumuluyorsa, o civarda aynı işi yapan, üstelik Devlet’e vergisini, harcını ödeyen ruhsatlı dükkan işletmecilerinin günahı nedir?
Mesela çocuğunuza bici bici yedireceksiniz, sağlıklı olduğunu nereden bileceksiniz? İskenderun’da veya Arsuz’da sağlık birimleri bunların denetimini yapıyor mu?
Kaldı ki satmasınlar demiyorum..
Herkes rıskını kazanır, nihayetinde..
Ama, bunların faydalanabileceği küçük de olsa; daha düzgün, modern günübirlik büfeler konuşlandırılamaz mı?
Seyyar satıcılara belediye plaka verse de, denetim altında tutabilse, düzensizliğin önüne geçmek mümkün olmaz mı?
Dedim ya;
Bir yerlerden başlamak gerek!

Önceki İçerikYakamızda üç rozet var; “Ayyıldız, AK Parti, Türk Metal”
Sonraki İçerikPayas Kozludere Mahallesi’nde kanalizasyon çalışmasının ilk kazması vuruldu
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.