‘Çizmeyi çıkarayım, sedye kirlenmesin’

kösem
Önceki gün kara ölüm, yüzlerce maden işçisinin üzerine çöktü.
Facia ‘kara’ydı.. Madenin derinliği ise kapkara!
Dışarıya çıkarılan ve yaralı olarak kurtulan işçilerin gözyaşları ‘kara’ aktı..
İzlerken, acı çöktü yüreğimize..
Asgari ücrete boyun eğen, evine, çocuklarına ekmek götürmek için ölümden değil, işsizlikten korkuyordu o gözler!
Kimisi o masmavi gözlerinin parlaklığıyla, yüreğindeki acıya direniyordu.
Bu bir kaza değil.
Bu bir hata değil.
Bu resmen ölüm. Beklenen ölümdü!
‘Güvenlik önlemini’ masraf olarak görenlerin, ‘para hırsıyla’ kulaklarını tıkayanların neden olduğu bir cinayet!
Bedeli ağır oldu!
Bedeli Türkiye’yi yasa boğdu.
Başımız sağolsun Türkiyem!
O kapkara derinliklerde, hemen hergün ciğeri, bedeni zehirlenen güzel insanların haykırışını unutmak mümkün değil.
Sağlığını hiçe sayıp, hemen hergün o zifiri karanlıkta, zehrin her ‘kara’sını ciğerine çeken ve son anda kurtarılan işçi kardeşimizin ambulansa binerken, “Abi çizmelerimi çıkartayım mı?” sözlerini unutmak mümkün değil!
Dünyası kararmışken, ambulansı kirletmek istemeyen tertemiz insanların yüreğimizi yakan bu sesi var ya..
Unutulmaz, unutulmamalı!
Bu ülkenin yüreği, içerde kalanları kurtarıncaya, cenazelerimizi kaldırıncaya kadar tek bir yürek olarak atacak, atmalı!
Soma faciasında yitirdiğimiz canlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.