Ayıklayın pirincin taşını..

kösem culha
Karaağaç’ın ilçe olması için imzalar toplanıyor, kampanya sürecinde siyasilerden de destek isteniyor. Peki, Karaağaç’ın ilçe olması için seçimden evvel bir çalışma başlatacağını söyleyen ve bunun sözünü veren kimdi?
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha’nın ta kendisi..
Peki seçim bittikten sonra, Karaaağaç ve çevresinde birçok muhtarın başlattığı kampanyaya bulaşmak istemeyen kim oldu?
Yine Nazım Culha!
Oysa, daha bir hafta önce ‘olmaz’ diye yazdım..
– Bu süreçte imkanı yok, dedim..
– İnsanların umutlarıyla oynamayın, dedim.
– Bugünden olmayacak duaya ‘amin’ demeyin, dedim..
– Herşey yerinde ve zamanında olur, dedim..
– Geçmişte suskun olanların, bugün konuşmaya hakları yok, dedim..
Peki ne oldu? Kim haklı çıktı?
Geçenlerde Karaağaç ziyaretinde Başkan Nazım Culha’ya ‘ilçe olma’ sözünü hatırlattılar..
Gençlerden biri, ‘Başkanım kampanyamıza destek veriyor musunuz, vermiyor musunuz?’ diye sordu..
Başkan Culha’da, ‘Bizim görüşümüze başvururlarsa, olumlu kanaat veririz’ dedi.
O halde soralım;
Seçimlerden önce ‘Gerekirse Ankara’ya gider, mesken kurarız’ dediniz mi, demediniz mi?
Şimdi ortada fol, yumurta yokken; Hatay’ın Büyükşehir olduğu neredeyse bir yıl önce belirlenirken, Devlet’in hangi kademesi gelip de, Arsuz Belediye Başkanı’nın görüşünü alacak?
Böyle bir ihtimal var mı?
Geçmişte görüş ortaya koyması gerekenler, bir gün olsun Ankara’ya adım atmazken, Payas örneği gibi harekete geçmezken, bugün hangi sözlerle insanların karşısına geçebiliyor?
Benim bildiğim söz verildi mi, yerine gelmesi için en azından gayret gösterilir.
Ya da en yalın haliyle ortada böyle bir kampanya varken, ‘destek’ olunması beklenir. Ne bileyim, ‘bir imza da ben atayım’ denir..
Veya en başından, seçim öncesi bu konu hiç gündeme gelmemeliydi.
Nazım Bey bunların hiçbirini yapmadı..
Oysa seçimlerden önce gittiği her yerde ‘ilçe’ meselesini gündeme getiren de ta kendisiydi.. Buyursunlar o halde;
– Ayıklayın pirincin taşını!
Arsuz hizmetlere odaklanacağı yerde, bugün enerjisini bir takım belirsizliklere harcaması hiç de doğru değil..
***
Beni asıl düşündüren, Nazım Bey’in gençlere yönelik hitap yönüydü..
Şöyle demiş;
‘Biz daha yeni bir b.k olmadık, siz k.çımın dibinde niye ikinci bir şey sunmaya çalışıyorsunuz.’
Görüntüleri sosyal medyadan izlerken, endişe duydum.
Hitap şeklini hatırlatan genci tekzip etmediğine göre, bu sözleri söylenmiş kabul ediyorum. Belediye başkanına yakıştıramadım..
Çünkü Başkan Culha seçim meydanlarında Karaağaç’a ‘ilçe’ sözü vaatederken, hiç kimse kendisine, ‘Bu vaatlerden bir b.k çıkmaz’ demedi..
Aksine, insanlar heyecanlandı, umutlandı..
Kusuruma bakmayım ama;
Olmayacak duaya ‘amin’ diyerek yola çıkanlar, daha ilk günden bu isteklerin hatırlatılacağını bilmeliydi..
Bunu aşmanın yolu kızmak değil, bilakis insanlara hoşgörüyle yaklaşmaktır, gerekçelerini sunmaktır.
Hiç bir sebeb, bir belediye başkanının halka açık bir yerde ve en önemlisi vatandaşın karşısında yerel yöneticiye yakısmayacak sekilde hitap hakkı vermez.
Başkan kızsa da, sinirlense de, haklı da olsa, kendisine yakıştığı gibi konuşmalıydı.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.