TARIM ARAZİLERİNE NE OLDU?

kösem12
İskenderun’un bir yakası sanayi şehri.. Peki Karaağaç’tan ötesi ne oldu?
Turizm diyoruz, kimse oralı değil..
Otel diyoruz, şikayet ediyorlar.
Meydan boş olunca, arazileri de tek tek toplayıp, ranta çeviren memleket sevdalılarına(!) da bakmak gerek, o halde..
Tarım arazilerinin bloklar halinde ‘konut’a açıldığı coğrafyayı da incelemek gerek.. Karaağaç’ı gidin, görün..
Betonlaşma, almış başını gidiyor!
Tarım arazisi neredeyse kalmadı..
Ya 3 katlı villalar yapıldı ya da yığınca apartmanlar..
Geçin Karaağaç’ı.. Arsuz yolu üzerindeki yazlıkları sanayiciler mi yaptı?
Tarım arazilerinin ırzına geçilirken, bazı arkadaşların aklı neredeydi?
Çevreci diye bildiğimiz insanlar, bu yazlıklar da oturmuyor mu?
Peki, Amanoslar yandıktan sonra neden kimsecikler parmak oynatmadı?
Ya da başka bir deyişle, ‘Amanoslar’ı yeşillendirmek adına ağaçlandırma kampanyası başlatalım dediğim günlerde, neden bazı arkadaşlar ortada yoktu?
Veya, hemen her sabah asfalt şantiyesinden toz yağarken, Modern Evler ve Sakarya Mahallesi ‘toz bulutu’ arasında kalırken.. Beyefendiler; gazeteci dostum Veysel Cıncık’ın deyimiyle ‘çokoprens’ almaya mı gitmişlerdi?
Tepelere 10 yıldır lağım dökülürken, benim ‘aydın’ dostlarımın aklı neredeydi?
Demem o ki..
Taşocaklarıyla yatıp kalkan bir toplum olarak herşeyin farkındayız..

KÖRFEZ AHALİSİNİN BEYNİ AYAĞINDAYMIŞ!
Toplum demişken.. Bölgedeki yatırımları değerlendiren ve ‘Aydın Gazeteci’ sıfatıyla bir takım hassasiyetler üzerinde duran muhterem bir ağabeyimiz, kimin nerede doğduğunu bilmeden atıp, tutmuş.. Sağolsun ucundan da ‘sermayenin ocağına kalemiyle kömür taşıyan, küfürbaz gazeteci’ diye bir tanımlama yapmış.. Dün de övüyordu, nedense?
Neyse; büyüğümdür, o kısımları ‘şimdilik’ es geçiyorum..
Belli ki bilgisiz..
Daha önemli bir ayrıntı var.. Yazısında şöyle diyor:
“- Körfez ahalisi, uysal ve kadercidir. Beyni ayağındadır insanımızın; ne olan biteni dert edinir, düşünür ne de zahmeti göze alıp iki adım yürür!”
Vallahi bu yaşıma geldim.. Böyle bir tepkiyle ilk kez karşılaşıyorum..
Pes doğrusu!
Toptan İskenderun ve Körfez insanına ‘beyni ayağındadır’ demek hiç hoş olmadı..
Yakıştıramadım kendisine..
Bir zamanlar bir bürokrat da, “Akdeniz insanı gevşek olur” demişti..
O vakit zılgıtı yemişti, bu güzel memleketin insanından..
Bu sözlerin de, o açıklamadan farkı yok gibi..
İskenderunlu’ya hakaretin böylesi, gerçekten çok ağır oldu..
Bilmem, farkında mı?

BENİ DÜŞÜNME BİRADER!
Arkadaş, yatırımlara olan desteğimden ötürü pek bir rahatsız..
Bir yandan eleştiriyor, diğer yandan ‘seni de düşünüyorum’ diyerek savunmaya geçiyor..
Yazsın, öfkesini kussun!
Ben alıştım, derim kalınlaştı..
Ha bir eksik ha bir fazla.. Farketmiyor artık!
Arkadaşım güya..
Kafasında soru işaretleri var..
Oysa bir telefon kadar yakınım kendisine..
Sık sık da görüşürüz..
Olabilir.. Yatırımlardan ötürü çekincileri vardır..
Yazabilir, sözüm yok!
Ama ucundan bana da dokunduğu yazılara başlamadan önce beni de aramasını beklerdim.. Sorardı, karşılıklı çekincelerimizi paylaşırdık..
Ha, tatmin olmaz, yazmayı sürdürsün.. Anlarım.
Zerre de üzülmem!
Öyle olsaydı, dostluğundan da şüphe etmezdim..
Ama bu bir değil, iki değil..
O bunu hep yapıyor.. Doğasında varmış!
Anlıyorum ki, bazı şeyler hiç değişmiyor..
Meğerse maskeler, sahte suretler hep var..
Başkalarına özenmiş!
Kendisine sadece şunu söyleyebilirim:
Beni düşünme birader!
Sen git emlak işlerini düşün..
OSB’de saydırdığın bir firma için araya adam koyup, ‘duygusal’ anlar yaşadığın günleri düşün..
Kelepir arsaları düşün..
1’e alıp, üzerine 5 koyup sattığın arazilerle, tezgahına düşürdüğün insanları düşün..
Memlekette arazi fiyatları neden giderek yükseliyor, onu düşün..
Rahatına bak kardeş!
Allah’ın sevgili kulu!
‘Zaman en iyi ilaçtır’ derler.
Bir de; “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner..”
Unutma!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.