Sevgiyle..!

Ben şunu anladım.. Bizler, birbirimizi sevmiyoruz..
Üzerine bir de, kıskançlığı ve bencilliği ekleyin..
İskenderun’un kaybedenler kulübünde yer alması bu yüzden..
Düşünün..
Türkiye şehit haberleriyle yıkılıyor.. Üzüntümüz tavan yapmışken, birbirimize sarılmaya ihtiyacımız var.. Başarabiliyor muyuz? Hayır!
Bizler, birbirimize moral ve destek çıkacağımız yerde..
Vuruyoruz, kırıyoruz, duygularımızı paramparça ediyoruz..
Baksanıza.. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, ziyaret esnasında Afyon valisinden neden hediye aldı diye eleştiriyoruz.. Sırası değilmiş, yakışmazmış falan filan..
Niye? Genelkurmay başkanı, Afyon’da halay mı çekti?
Bu nasıl bir zihniyettir, öyle..
Asker robot mudur? Duyguları taştan mıdır?
Bakıyorum da, askerin üzülmesi bile haram!
Sırada bizler varız..
Oldu olası, İskenderun’da düğünleri iptal edin..
Kapı dışarı çıkmayın, delirin!
Böyle mi olsun, istiyorsunuz?
Yapmayın arkadaşlar!
Birlikten sözediyoruz, ama her seferinde biraz daha birbirimizden uzaklaşıyoruz.. Üzerine, boş boş konuşuyoruz!
Şimdi başımızı ellerimizin arasına alıp düşünelim.
Sürekli Türkiye gündemine kapılıp, İskenderun’u görmezden mi geleceğiz?
Belediye meclisine gidiyorum, herkesin yüzü asık..
Şehirde dolaşıyorum, moraller bozuk..
Tutunacak bir dal arıyoruz, kırıyoruz.. Mesela spor gibi!
İskenderunspor sevgisini şehre yansıtmak isteyen taraftarların sevincini kursaklarında mı bırakacağız?
Bayrak asmayacak mıyız?
Şehri süslemeyecek miyiz?
Ya da, Türkiye Kadınlar Basketbol 1. Ligi’nde mücadele eden 8 takımın katıldığı Homend Hoşgörü CUP Basketbol Turnuvası’nın İskenderun açısından ne kadar önem taşıdığını konuşmayacak mıyız?
Coşkusunu yaşamayacak mıyız?
Yok, İskenderun’u bu sevgiden mahrum bırakacaksak,
O halde Futbol Federasyonu’na, “Milli takım, Hollanda maçına niye çıktı” diye azarlayalım..
Hatta, lig maçlarını erteleyelim..
İskenderun’da yatırım yapmayalım..
Dış politikada Türkiye zor günler geçiriyor diye, işi gücü de bırakalım..
Bu mudur yani..
Hainlere kendimizi güldürtmek, ‘çöktüler’ dedirtmek mi istediğimiz..
Tamam.. Kimi zaman huysuzuz, huzursuz..
Ama dik durduğumuzu.. Acıda da, sevinçte de bir arada olduğumuzu göstermek çok mu zor?
Nihayetinde acılar, hayal kırıklıkları, itişip kakışmalar dünyası bu.
Ama şu an, ne güzel! Ne iyi..
Daha çok sevelim, sahip çıkalım..
Neden?
Çünkü sevgiyle aramız bozulmuş bir kere.
Belki birbirimizle aramızın bu kadar bozuk olması da bundan.
Seviyoruz da sevindiremiyoruz. Seviliyoruz da sevinemiyoruz.
Durmadan sevmekten söz ediyoruz da, sevgiden ürküyor, utanıyor, kaçıyoruz sanki. Sonuç olarak da, sevincin ne olduğunu bilmiyoruz.
Birşey daha..
Sevgiyi, acıyı görmezden gelmek ve hoplayıp zıplamak sanmaya; vur patlasın çal oynasın yaşamayı neşeden saymaya ne zaman başladık, tam bilemiyorum. Bildiğim bunun büyük bir yanlış olduğu!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.