“Hatay bir uyum cennetidir”

“Hatay bir uyum cennetidir”Yazar Yönetmen Orhan Alkaya, CNN TÜRK’te Enver Aysever’in “Aykırı Sorular” programına konuk oldu. Alkaya, Suriye ve Türkiye’de yaşanan son dönemdeki olayların tartışıldığı “Barışa Çığlık “etkinliği nedeniyle gittiği Antakya’dan edindiği izlenimleri paylaştı.
Alkaya, Suriye’de yaşanan şiddetin ardından Hatay’a geçen Suriyeli sığınmacılar ile şehir halkı arasında yaşanan gerginlikleri değerlendirdi ve ekledi: “Hayatı boyunca otokrasiye karşı çıkmış ve bugün de kendi ülkesinde otokrasiye karşı çıkan birinin, otokrat bir rejime destek vermesi söz konusu olabilir mi? Ama “Kırk katır mı, kırk satır mı?” dememeli kimse. Şu anda Irak’ta neler yaşandığını bilen bizler bir milyon insanın ölümüyle, bir darmadağınık oluşla, Asur Medeniyetinin yok edilişi, yağmalanışıyla sonuçlanan bir işgalden bahsediyoruz. Sonucunu gördük, Afganistan’ı gören bizler, en son Libya’yı gören bizler, Suriye’deki olası sonucu kestiremeyecek durumda değiliz. O yüzden bir tercih yapmak zorunda kalsam, ben bir Suriyeli olsaydım, şu anda sürgünde yaşayan bir Suriyeli olurdum, rejim muhalifi olduğum için. Ama ülkemi korumak için geri dönerdim ve Özgür Suriye Ordusu’na dönmezdim elbette. İstanbul’dan görülen Hatay, Hatay’da yaşadığımız Hatay değil tabii ki. İstanbul’dan Türkiye’nin en tehlikeli noktası olarak görünüyor. Bana ilk defa hiç ummadığım insanlar “Gitme, emin misin? Sağlam dönemeyebilirsin.” dediler. Bu algıyı tabii Hatay’a gittiğiniz zaman bu şekilde yaşamıyorsunuz. Hatay’ın içi kimi doğru, kimi şehir efsanesi olmak olasılığı taşıyan bin bir söylentiyle dolu. Hatay Valisi önceki gün açıkladı, 157 suç vakası. Aynı kökenden 157 suç vakası varsa, buna “münferit” dememek lazım. Çok daha fazla da olabilir ama 157’yi kabul edelim Vali Bey söyledi, bu münferit değil. Dolayısıyla şu anda hep bu tür kitlesel provokasyonlar, katliamla sonuçlanan, linçle sonuçlanan provokasyonlar, hep söylentilerle başlamıştır. Hep bir söylenti, arkasından bir ayaklanma. Ortamı son derece hazır buldum ve korktum. Büyük bir provokasyona hazır çünkü aralıksız, kesintisiz söylenti var. Bunların bir kısmını şehir efsanesi olarak kabul etmek mümkün. Onlar da hangileri, herkes anlatıyor ama bir arkadaşı görmüş.”

BEN HATAYLILAR’A ÇOK GÜVENİYORUM
“Ortam o kadar gergin bir halde ve söylentiler o kadar çok sayıda dolaşıyor ki ortalıkta.. Bir hazırlık bu. Bir psikolojik hazırlık. Bunu kırmak lazım. Bir tek şeye güveniyorum onu da söyleyeyim, ben Hataylılara çok güveniyorum. 1970’lerin o inanılmaz kanlı ortamından, uyumlarını bozmadan, armonilerini bozmadan çıkmış bir topluluk var orada, ben o insanlara çok güveniyorum. Pek çok şehirde böyle bir psikolojik ortam çok daha tehlikeli olurdu. Antakya’daki etkinlikten bir sonuç bildirgesi çıktı. Orada çok önemli bir vurgu vardı. Burada savaştan kaçmış, şortuyla, terliğiyle, pijamasıyla çoluğunu çocuğunu elinden tutup, arkasında her şeyini bırakıp gelmiş insanları, kesin olarak o lejyonerlerden ayırmak zorundayız. Yani psikolojik harbi burada Hatay püskürtecektir. Hiçbir biçimde o mağdur insanları dışlamak söz konusu bile olmaz, ama eğer söylendiği gibi lejyonerler varsa, eğer söylendiği gibi ambulanslarla silah taşınıyorsa, bunlar çok yaygın söylenti, eğer söylendiği gibi sevkiyat yapılıyorsa, buradaki figürleri ayırmak lazım.”

Önceki İçerikMutluluklar
Sonraki İçerikSivil Havacılık derslerinde kullanılacak uçaklar İskenderun’a getirildi
iskenderun haber sitesinin haberlerini yayınlayan genel editörü.