Bu resme iyi bakın

Dünya liderlerinin G-8’deki maç molası.
Hani hep söylüyorum ya sporu kalkındıralım ki ülke kalkınsın diye.
İnanın Türkiye’nin ve dünyanın en önemli konularından biridir spordur. Özelilikle futbol. Şöyle kendi kafamızda bir değerlendirme yapalım. Dünya kupası..
Bu resme iyi bakın
Ülkeleri bir birleriyle yarıştırmıyor mu? Dünya kupası maçların da tüm ülkeler kendi aralarında nasıl yarışıyor? Her ülke işini bırakarak takımının oynadığı maçları takip ederek futbolun keşfini yaşamıyor mu?
Şampiyonlar ligi
Düşünün akşam Şampiyonlar Ligi’nin maçı var. Hepimiz ne yapıyoruz televizyonun karşısına geçip gece yarılarına kadar maçları izlemiyor muyuz?
Türkiye’den örnek verecek olursak Galatasaray-Fenerbahçe maçlarının ardından sabahlara kadar sevinerek eğlenmiyor muyuz? Demek ki dünyada ve Türkiye’de futbol ve spor oyunlarının yeri çok ayrıdır. Bakın size vereceğim örneği herkes iyi görmeli ve çok iyi, düşünmeli. Hatta biraz daha ileriye giderek kendini geçtiğimiz günlerde G-8 Zirvesi’nde yere alan siyasi liderlerin yerlerine koymalılar.
Bakın resimdeki özellikleri sizlere anlatayım. Çok sıradan bir resim olabilir. Bu resimleri her zaman gazetelerde veya TV’ler de görebilirsiniz. Ancak bu resmin bana göre önemi ve anlatım dili çok önemli.
Bakın geçtiğimiz günlerde ABD’ Washington’da bulunan dünyanın en güçlü 8 ekonomisinin liderleri de bu önemli toplantıyı bırakarak maçı heyecan içinde izledi.
Dünya liderleri bile futbolun önemini bildikleri için siyaseti bir kenarı bıraktılar. Dünyayı ilgilendiren toplantıyı bir kenara bıkarak Şampiyonlar Ligi’nin maçını izlediler.
Bu maçta İngiltere Başbakanı, Cameron sevinirken, Almanya Başbakanı Merkel üzüldü. Herkesin heyecanla izlediği maçın sonucunda ise Obama ağzı açık gelişen pozisyonları izliyor. Cameron ise Şampiyonlar Ligi şampiyonunun İngiltere takımının olmasından dolayı iki elini havaya kaldırarak şampiyonluğu kutluyor. Obama’nın Cameron’la ittifakı gözden kaçmadı. Almanya Başbakanı Merkel ise İngiltere Başbakanını yanına giderek elini sıkıyor ve kutluyor. Yani anlayacağımız şu futbol her şeyin önüne geçiyor ve Başbakan Erdoğan’ın bile açıkladığı sözler hala kulağımda çınlıyor. Unutanlara tekrar hatırlatayım; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “1967’de Pele’yi seyredebilmek için Afrika’daki bir savaşta 48 saat ateşkes uygulanıyor. Savaşları durdurabilecek güçte olan futbolun bir savaş bir çatışma, bir ayrışma aracı olmaması için herkes üzerine düşeni samimiyetle yerine getirmelidir diyerek sözlerini tamamlıyor. Hani Başbakanımız bile diyor sporla iç içe olan spor barış ve kardeşliği getirir açıklamasını yapıyor.

Nihat Özdemir İskenderun’da
İskenderun spor’un can çekiştiği şu sıralar takımın satılacağı konusu sanırım anlattığım konudan iyi bir ders çıkartmalılar. Zaten daha önce İskenderun Lima’nın özelleşmesinin ardından kentimize gelerek önce İskenderun spor demişti. Bu da kentin her kesiminin beğenisini kazanmış ve iş adamı Nihat Özdemir şu anda kurtarıcı olarak görünüyor.
Peki, Nihat Özdemir bu takıma ne yapabilir? Bence öncelikle İskenderun spor’a ne yapacağını nasıl bir destek vereceğini net olarak açıklamalı.
Aslında benim daha değişik bir fikrim var. Türkiye’de lokomotif görevi gören değerli iş adamızın İskenderun’da da bu lokomotif görevini yerine getirerek takımı kendi inanacağı ve destekleyeceği yönetime kazandırmalı. Aynı zamanda İskenderunlu iş adamlarıyla da bir araya gelerek, hem güzel bir yönetim oluşturmuş olur, hem de bu takımın artık kişilerin iki dudağının arasından çıkacak laflara göre kaderinin belirlenmesini önlemiş ve engellemiş oluruz. İnşallah bu takıma İskenderunlular sahip çıkar. Aksi taktirde para bende diyen bu takımın sahibi olacaktır.

iskenderunhaber
iskenderun haber sitesinin haberlerini yayınlayan genel editörü.