21 Mart Nevruz Bayramı sadece bir kesimin bayramı değil..
Biz de isteriz ki, kardeşlik duyguları, hoşgörü ortamında pekişsin..
Bize düşen görev varsa, bir ucundan tutalım..
Ama yolu bu değil..
Yıldırımtepe’de toplanan kalabalığa İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Kamil Yıldızkaya sesleniyor. Diyor ki:
‘- Bu bayramı 21 Mart’ta (bugün) birlikte kutlayalım. Birlikte halay çekelim.. Programınız yarın. Bugünkü etkinliğiniz izinsiz bir gösteriden ibaret olacaktır. Bu doğru bir yaklaşım değil.”
Bu arada, BDP parti üyesi Zeki Koç ‘tamam’ diyor..
BDP Parti Meclisi Üyesi Şamil Taylan ise diretiyor..
‘Devlet neden izin vermiyor?’ diyerek, körüklüyor..
Bu arada Emniyet Müdürü Yıldızkaya, ‘Neden 21 Mart’ı beklemiyorsunuz?’ diye soruyor.. Haklı da..
Örnek mi?
18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle 16 Mart’ta bir program düzenlediğine şahit oldunuz mu?
Ya da, 5 Temmuz Festivali törenlerini 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’yla birlikte kutlayalım.. Var mı öyle bir şey?
Özel bir durum olsa neyse..
Ama BDP bunu hep yapıyor..
Kışkırtamaya yönelik hal ve davranış içinde..
İstiyor ki, kırgınlık olsun..
İstiyor ki, taşkınlık olsun..
Zira, oldu da! Başardılar da..
Aynı grup, Yıldırımtepe’yi terk etti, Buluttepe’ye çıktı..
Israr edecekler ya..
Bildiklerini okuyacaklar ya..
İzinsiz olmasına rağmen, direttiler..
Polis ‘yapmayın’ dedikçe, taşlar devreye girdi..
Küfürler savruldu..
Oysa bir gün beklemek ağır geldi o insanlara..
Soruyorum:
Sözde kardeşlik duygularınız bir günlük müdür?
Hoşgörü diye meydanlara iniyorsunuz ama, 21 Mart’ı beklemeden ‘taşkınlığa’ başlıyorsunuz.. Polise taş atıp, herşeye itiraz etmek, Nevruz coşkunuzun vazgeçilmez bir parçası mıdır?
Derdiniz nedir Allahaşkına?