Çaresizliğin sözleri!

İskenderun’da revizyon imar planı yaptırılacak diye itirazın varsa, söyle.. Karahüseyinli’ye otel hususunda çekincelerin mi var, eleştir..
Ama ve lakin..
Çok kaba ve intizamsız bir şekilde laf sokmak, incitmek, söz oyunu yapmak, alay etmek kimsenin hakkı değil..
Gazeteci de üzerine vazife sayamaz..
Dün bir gazetede, ‘duvarın dili olsa da konuşsa’ manasında kafa bulan..
‘Pazarlıkları anlatsa’, moduna giren..
‘Yiyin efendiler yiyin’ şeklinde meclis üyelerinin tümünü rencide eden bir arkadaşımızın kaleminden dökülen cümleler, ürküttü beni..
Çaresizliğin sözleri olarak algıladım!
Demek istiyor ki, mecliste ‘pazarlık’ söz konusu..
Aba altından ‘rüşvete’ dem vuruyor..
Meclis üyelerini hafife alıyor, yıkıyor, geçiyor..
Maşallah, arkadaş sanki KİK üyesi..
Ya da Sayıştay’dan gelen müfettiş gibi.. Yazdıkça yazıyor..
İspatı var mı? Hayır!
Delil gösterebiliyor mu? Hayır!
Belge ortaya koyabiliyor mu? Hayır!
Oysa aynı meclis çatısı altında, ‘ karşı’ görüş sarfeden, aykırı düşünen üyeler de oldu..
Onların günahı ne?
Bir insan hem rüşvet alıp, hem itiraz eder mi?
Kaldı ki, ‘rüşvet’ söz konusuysa, o halde neden CHP grubundan itirazlar yükseldi?
Örneğin, AK Parti’li Uğur Fırat neden ‘hayır’ oyu kullandı?
MHP’den Garip Şandır komisyona havaleyi gerektiren otel işine (itirazları sonuç vermeyince) ‘Evet’ derken, Yusuf Deveci ‘Hayır’ dedi..
Nasıl oluyor bu? Her iki ismin çekinceleri olduğunu dünya alem biliyor..
Örneğin CHP’li Mesut Yüksekbaş, ‘çekimser’ kaldı.. Ne diyeceğiz buna?
Demokratik bir ortamda ‘görüş’ bildiren bir meclisin tümüne ‘yiyin efendiler’ demenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Hem İrfan İsmetoğlu ya da DP’li Ali Kılıç Çirkin gibi ‘dik duran’ isimlere ‘para’dan sözetmeniz mümkün mü?
Ya Kemal Sonay’a ne demeli.. O sessiz kişiliği altında ‘pazarlık’ unsuru aramak ne kadar doğru? Kimin haddine?!
Mesela.. AK Parti’li İbrahim Yaran, Canan Kahraman, Erol Akın gibi isimleri ‘rüşvet’le ya da ‘pazarlık’ oyunlarıyla ilişkilendirebilmek mümkün mü?
Hem hodri meydan diyorum.. Meclis çatısı altında olası bir ‘şaibe’ söz konusu olacak da Uğur Fırat ses çıkarmayacak ya da yaygara koparmayacak?
Aklınız eriyor mu?
Düşünün ki, ‘pazarlık’ yapıldığı iddia edilen bir meclisin hemen ertesi günü AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun ‘belediye’ ile ilgili eleştirilerde bulunuyor.
Bir günde ne değişti?
‘Pazarlık’tan nemalanan bir parti, bir gün sonra belediyeyi neden eleştirsin ki?
O arkadaş, bu ikilemi izah ederse sevinirim!
Gelelim Denizciler ile Sarıseki’ye devredilmesi düşünülen bedelli ya da bedelsiz üç adet yere.. Birinin üzerinde park var. Diğerinin ise, sağlık ocağı..
Üstelik birinin altından Nato’nun kullandığı petrol hattı bulunuyor..
Sarıseki deseniz, o arazide arıtma tesisi konuşlanması düşünülüyor..
İskenderun’un sağlayacağı bu ‘terk’ meselesinin karşılığında örneğin Azganlık’tan 50 dönüm yer istenebilecek.. Çünkü, içme suyu için ileride gerekli olan bir araziden faydalanmak gerek..
Aman Allahım! Sen misin söyleyen?
Sırf bu üç yeri gündeme getirdi diye, İbrahim Yaran, iki dakikada ‘idam sehpasına’ çıkarıldı. Yetinmediler.. Karahüseyinli’deki 5 yıldızlı otel ile ‘pazarlık’ unsuru olarak gösterdiler.. Yazıktır, günahtır! AK Parti’li İbrahim Yaran’ı tanıyanlar bilir ki, literatüründe ‘pazarlık’ sözcüğüne yer yoktur.. İskenderun’a gelebilecek bir hizmetin karşılığında ‘para’ asla teklif unsuru değildir.. Olamaz, imkansız hatta!
Bakmayın siz benim isim verdiğime..
Meclis üyelerinin hiçbiri böylesine basit, omurgasız birkaç söyleme itibar etmez. Kaldı ki, ne güzel de dedi Başkan Yusuf Civelek:
“- Benim aklım ranta ermez!”
Zaten anahtar sözcük de bu değil mi?
İskenderun’a ne zaman güzel bir hizmet gelecek olsa, başta Başkan Civelek ile meclis üyeleri hep zan altında.. Neymiş:
“- Rant dönüyor!”
Yok ya.. Böyle bir durumda iddiayı ortaya atana da sorarlar:
“- Yoksa senin mi rant beklentin var?”
Yapmayın arkadaşlar.. Belki yüzlerce kez yazdım, yine yazıyorum:
Ben yatırımcı dostuyum..
İsterim ki, İskenderun yatırımlarla coşsun!
İşin rantı var mı, yok mu? Bilemem.. Çıkarım, kullandığım sözcüklerde tavsiye ederim, çekincelerimi yazarım, kaygılarımı dile getiririm, eksikleri hatırlatırım..
Asla ama asla, ispatlama mecburiyetimi hiçe sayıp da, yatırımcı/meclis üyesi arasında zerre kadar ‘pazarlık’ mevzusu irtibatına kulak asmam, ilişki de kuramam!
Öyle bir hakka da sahip değilim.
Ama bazıları zevzeklik yapıp, ‘tadsız tesadüf’ ayaklarıyla ‘ilişki’ kurmayı üzerine vazife sayıyor.. Düşünüyorum da, en aydın geçinen birinin bu zihniyetle yol açtığı tahribat nasıl sonuçlanır çok merak ediyorum. Diyeceğim şudur ki:
Yalın, içten, samimi olun!
Meclis üyelerini ‘topyekün’ potaya koyup, hakaret etmekle rahatladıklarını sananlar unutmasın. Bu yol doğru yol değildir.
Çıkmazdır, karanlıktır!

KAYMAKAM ÇOK ÇALIŞIYOR!
İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su, göreve geldiği günden bu yana kent insanıyla çok yakın bir ilişki kurdu.. Babacan tavırları dikkat çekiyor.
İhtiyaç sahibinin ayağına gidiyor, dinliyor, yardım ediyor..
Kimi zaman da, bir gün köylerde.. Diğer bir gün halkın içinde..
O yüksek çalışma enerjisi, o esprili halleri ve hayata geçirdiği projelere tutunduğu hizmet aşkı bambaşka..
Dün, Şehit ve Gazi Aileleri Derneği’ne yaptığı ziyarette dinledim Kaymakam Su’yu..
Sıkıntılarını bir bir not etti.. Daha önce sağladığı katkılardan ötürü de hayır duası aldı.. Öylesine donanımlı bir insan ki, moral veriyor.. Yol gösteriyor!
Bir ayrıntı daha öğrendim..
Yaklaşık 5 bin aileye toplamda 2.5 ton kömür dağıtımını iki haftada gerçekleştirerek, bir rekora imza attı.. Ne diyelim bu durumda?
Hayatta her daim önemli hizmetler yapılabileceğini Kaymakamımız Ali İhsan Su’dan öğreniyorum..

EMNİYET MÜDÜRÜ KARARLI!
İskenderun Gazeteciler Cemiyeti (İGC) üyeleri ve basındaki dostlarımla birlikte dün, İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Kamil Yıldızkaya’yı ziyaret ettik, tanıştık..
Kararlı bir duruşu var.. İskenderun’u tanımaya çalışıyor.
Güleryüzlü.. Yalnız söz konusu halkın huzurunu bozacak konulara gelince, otoritesini koruyor.. Birkaç konuya değiniyor.. Özellikle uyuşturucu ve hırsızlıkla mücadeledeki kararlığı konuşmalarına yansıyor.. Donanımlı ve tecrübeli.
Bilmeyenler için yazayım, koyu bir Fenerbahçeli..
Yine de mütevaziliği elden bırakmayıp, ‘İskenderunsporluyum’ diyerek, kent insanına ve takımına sahip çıkmayı da unutmuyor..
Güven veren bir kişiliğe sahip.. Hoşsohbeti olan bir emniyet müdürü..
Ziyaretimiz kısaydı, o bakımdan görüşlerimi de kısa tutuyorum..
Emniyet Müdürümüz Sayın Yıldızkaya’ya, güçlü emniyet teşkilatının tüm birimleriyle birlikte bundan böyle gerçekleştireceği operasyonlarda önemli sonuçlar elde edeceğine olan inancımla ‘başarılar’ diliyorum..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.