Çılgın projelerimize ne oldu!?

Hasan İnsan’la son bir yıl, Mete Aslan ile 15 yıl, şimdi de Yusuf Civelek ile iki yıl geçti aradan.. Neredeyse 18 yıl oldu..
Bunlar benim 1993’de başladığım gazetecilik yaşamımda çalıştığım belediye başkanları.. Ne meclis üyeleri tanıdım., aradan geçen zaman diliminde..
Kaç milletvekili gördüm..Çılgın projelerimize ne oldu!?
Herkesin kendine göre bir gayreti, katkısı olmuştur..
Başkan Yusuf Civelek’in de öyle..
Bunları niye yazdım.. Gazetecilik yaşamımda yüzlerce kez belediye başkanlarıyla görüştüm.. Gerek telefonla, gerekse yüz yüze makamında ya da etkinliklerde veya toplantılarda.. Kamuoyunda bize bilgisi verilen sıkıntıları anında paylaşmışımdır..
Bazen de aklımızdan geçen uçuk projeleri yazmışımdır..
Gerçek şu ki, İskenderun’da güzel şeyler oldu, oluyor.. Ama yetersiz..
Kesmiyor.. Sakin ve donuk yaşıyoruz..
Bazen bir/iki ‘fikirle’ heyecanlanıyoruz, sonrası malum işte..
Sanki, ‘kimse bana dokunmasın’ havası var..
Lafım, milletvekillerine..
Lafım belediye başkanına..
Lafım meclis üyelerine..
Ve tüm siyasilerimize..
Kusuruma bakmayın, ama hiçbirimizin oturmaya ve sessiz kalmaya hakkı yok..
Birbirimizi eleştirmekle bitmiyor, geçmiyor bu sorunlar.. Örnek mi?
Kılçık yıkıldı, yerine tasarlanan ‘proje’ rafa kaldırıldı..
Trafik aynı trafik..
Sanayi sitesi halen olduğu yerde duruyor..
Çöp fabrikasının kurulacağı yok..
MKÜ kavşağında üstgeçit beklentimiz suya düştü..
Feyezan halen sivrisinek üretiyor..
Balık lokantamız yok..
Kıyıda balık/ekmek bile satamıyoruz, iyi mi?
İskele için bekliyoruz..
Kent Müzesi’ni kuma gömdük..
Kongre merkezimiz yok!
‘Teleferik’ hayal mahsülü çıktı..
Marinayı her yıl konuşuyoruz, bir ay sonra da susuyoruz..
Sahil kentiyiz ama yaz mevsiminde plaj keyfini rüyalarımızda çıkarıyoruz..
Kentsel dönüşüm deli saçması…
Mevcut bitpazarını ‘proje’ye dökecek iradeye bile sahip değiliz..
Sahil kordonumuz aynı tas aynı hamam..
Bakınız.. Neredeyse bir yıl geçti aradan, dedim ki:
“- Arkadaş, sahildeki taşları kaldırın, o kaya parçalarından denize adacık yapar, köprüyle bağlantılar kurarsınız..”
Hikaye oldu rafa kalktı.. Sonra:
“- Zelluh Ailesi, ‘Hilton’la işbirliği yapıyor, otel kuruyor.. Sahilde plajımız olsun” dedim.. Kimse oralı olmadı..
Dikkat edin, herkesin keyfi yerinde..
Çok konuşur az üretiriz..
Oysa, İstanbul’a bakın..
Yeni AKM binası için, Taksim Meydanı’nda trafik yer altına alınacak. Ve bu meydan eski Taksim Gezisi gibi tamamen yayalara açılacak.
Eskişehir’i anlatmaya bile gerek yok..
Adana ise su şehri oldu, kentsel dönüşümle canlandı..
Şimdi herkes Başbakan Erdoğan’ın İstanbul için düşündüğü iki proje hakkında kafa patlatıyor.. Açıklamadı ama köşe yazarları tartışmaya başladılar bile..
İhtimallar havada uçuşuyor, diyorlar ki:
‘- İlki teleferik projesi. Başbakan, iki yakayı teleferikle birleştirmeyi düşünüyor..’
İkincisi şu..
‘-İstanbul’un her iki yakasında ada inşa etme projesi..’
Eğlence ve aktivite adası.. Her şeyi içinde olan, toplantıların, mitinglerin yapılabileceği adalar olacak..
Ee, ben ta bir yıl önce İskenderun için yazınca ‘deli’ dediler bana..
Saçma buldular.. Yetmedi, fikir ortaya koyanlara da kibarca ‘otur/sus’ dediler..
Tabi ya.. Bizde ne var? Sıfır elde var sıfır..
Özeti işte bu.. Konuya dönelim.
İskenderun belki de bu yıl ‘çılgın’ projelerden mahrum kalacak..
Belki de hiç olmayacak..
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu sınav hepimiz içindir. Milletvekillerinden belediye başkanlarına, iş dünyasından üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarından medyaya kadar uzanan bir “hizmet cesaret sınavı”dır bu..
Öfkenin ve nefretin beslediği bir takvimden sonra bu kırılgan ve hassas yapıda herkesin sorumluluk alması gereken bir ‘İskenderun Sevdası’ sınavıdır bu..
Şimdi soruyorum herkese..
Var mısınız, yok musunuz?!

BALIK MARKET!
İskenderun Su Ürünleri Kooparatif Başkanı Nihat Beyazıt ile sanayi sitesindeki ofisinde sohbet ediyoruz.
“- İskenderun’da bir balık market düşünüyoruz. Yer sorunumuz var, bulamaz isek Karaağaç’ta açmayı düşünüyoruz..”
Üzüldüm.. Kimbilir kaç kere yazdım..
‘İnsanlarımız balık yemek için Karaağaç’a gidiyor’ diye..
Bu kez ‘Balık Market’ fırsatını da kaçırıyoruz..
Nihat bey mütevazi, güleryüzlü..
Kimseyle bir problemi yok.. Fikirlerini anlattıkça, gözleri parlıyor..
“- Bu sezon balık avı iyi gidiyor çok şükür’ diyerek, balığın bolluğuna işaret ediyor ama, tüketim konusunda bu kadar iyimser değil..
Oysa, şehir içinde ‘Balık Market’ fikri çok yerinde bir analiz..
İnsanlarımız yorgun argın eve giderken yürüyerek bile olsa, markette balık ihtiyacını giderebilecekti.. Olmadı!
Normal, çünkü fırsat veya seçenekler sunmakta zayıfız..
Balık demişken, Gazeteci Ömer Soylu ile kent sorunlarını tartışırken balık satışı hususunda aklımıza parlak bir fikir geldi.. Havuzlu çarşının ara tali yolunda bir park var.. Kimsenin kullandığı yok, gösterişsiz.. Ömer dedi ki:
“- Abi bu parkın üzeri ahşapla kapatılsa, inşaa edilecek modern küçük büfelerden balık satışı yapılabilir..”
Hem belediyeye de katkısı olur.. Neden olmasın?
Sonra bir yer de ben tarif ettim.. Hani ‘Eminönü’ gibi, kıyıdan ‘balık/ekmek’ satışı yapmaktan aciziz ya bu kentte, alternatif olarak sunuyorum..
Teysir Aile Çay Bahçesi’ne girerken karşıda bir park var..
İlerisinde bir köprü.. İnin aşağıya, ahşap masa, tabureler var..
Kamuya açık bir yer..
Göstermelik kayıklar sürün o su bandına, balık ekmek satışı yapın..
Bilemiyorum.. Aklımıza elli türlü fikir geliyor ama, mesele uygulamakta..
Bence, bu konuları bir de İskenderun Su Ürünleri Kooparatif Başkanı Nihat Beyazıt’tan dinleyin.. Bu işlerin profesörü o..
Gerisi gelir sanırım!

İNDİRİN SOPALARI!
Facebook’ta paylaştığım yazılarıma yorum yağıyor.. Sopayı tutan el hâlâ konuşuyor:
– Türkiye bölünecek, Eyalet istemine döneceğiz, Katil Apo çıkacak ve daha neler neler.. Ben de diyorum ki, sorun ülkenin bütün mahallelerinin, öfkeyle beslenlerin sorunu. Meydanlarda gerilmiş hançereler, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ruh hastası, ahlaksız ilan eden zihniyetler -işini yapan, vatanına aşık- insanların oturduğu semtlerde cirit atmaya devam ettikçe, bu duygu dalga dalga mahallelere yayılacak.
Hadi hep beraber soralım:
Bunu mu istiyoruz!?
O halde indirin sopaları, ‘ortak akılla’ çözümler üretelim..
Çünkü güzel Türkiyem için yapılacak daha çok iş var!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.