Belediye Başkanı Civelek’e samimi bir uyarı

İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’e aday olduğu günden beri sempati ve olumlu beklentiler ile yaklaştığımı bu köşeyi zerre kadar takip edenler bilir.
İlk günden beri kendisine söyleminin ortasına “Ortak akıl/hizmet” ve “yolsuzluk” temalarını yerleştirmesi gerektiğini, sosyal demokrat bir partiye bunun yakıştığını öneren/belirten kişilerden birisiyim.
Doğru şeyler yapmaya çalıştığını biliyorum..
Bir takım hizmetler üretirken, mutlu olduğunu, insanlarla bir araya gelmekten ötürü duyduğu sevincin farkındayım..Belediye Başkanı Civelek’e samimi bir uyarı
Makamında oturmaktansa, mesainin büyük bir bölümünü sorunların göbeğinde geçirme fikrini de destekliyorum..
Ama gerçek şu ki.. Bazı sebepler var ki, hızını düşürüyor..
Sanki çalışma azmini yitirmesine olanak sağlayan bazı problemler varmış gibi geliyor bana.. Demem o ki, ipin bir yeri koptu da, yeniden düğümlenen o nokta her parmaklarla temasta acı veriyor..
Eksik giden bişeylerin olduğu kesin..
Mesela nasıl oluyor da, bir belediye başkanı ‘red’ oyunun çoğunlukta olacağını bildiğinden geri çektiği bir maddeyi bir ay sonra tekrar gündeme getirebiliyor.
Üstelik bu kez kullanılmış bir ‘kepçe’yi abra kadabra sihirli sözcükleriyle gündemden yokedip nasıl oluyor da, kamunun kullanımına açık bir alanı hiç birşey olmamış gibi yatırımcıya terk edebilme rahatlığı gösterilebiliyor?
Peki, yarın ikinci kez ‘red’ ihtimali doğarsa ya da komisyondan sonra ‘terk-i diyar’ edilirse, bir belediye başkanı için bunun anlamı nedir biliyor musunuz?
Yarın demezler mi, ‘belediye başkanının meclis üzerindeki hakimiyeti kayboluyor!’
Yarın demezler mi, ‘belediye başkanı yanlış ve kaygan bir zemin üzerinde yürümek için neden ısrar ediyor?”
Mesela, AKAD ve Hacı Bektaş-i Veli Derneği için tahsis etmeşi düşüdüğünüz arazi için ‘satış yetkisi’nin sınırı nedir? Yani dernek ‘ben cemevi yapmayacağım’ dese ve bir zaman sonra farklı bir öneri getirse, o arazi üzerinde dilediğini yapma özgürlüğüne sahip mi? İskenderun Belediyesi bu konuda herhangi bir ‘şerh’ uygulama yetkisine sahip olacak mı?
Ve aklımdayken..
Kent Konseyi dosyasını yeniden açtığım bir ortamda.
İskenderun’un menfaatlerine endeksli çalışmaların gündemde neden yer bulmadığına dair sorunun muhatabı her kim ise, bir zahmet ses versin artık!
Yine söylüyorum..
Oturup, konuşmadan..
Bir araya gelip, tartışmadan..
Hiç bir sorunun üstesinden gelemeyiz..
Ortak akıl.. Ortak akıl.. Ortak akıl..
Başka çaremiz yok gibi..

SAHİ, YASİN YILDIZ KİM?
Biliyoruz, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, ‘yolsuzlukla mücadele’ için ‘belediye kasasının bekçisiyim’ demişti.. Evet, ifadesi buydu..
O halde nasıl oluyor da, Haber 31 Gazetesi’nde İbrahim Erdamar’ın iddia ettiği..
“- Altınözülü olan ve adının Yasin Yıldız olduğu bilenen bu ismin, çok değil daha yakın bir zaman önce maddi zorluklar içerisinde olduğu bilinirken, bugün İskenderun Belediyesi’ne yaptığı işler sayesinde Milli Piyango İdaresi üstünde yazıhanede oturduğu, altına sıfır araba aldığı ve belediyenin özellikle doğrudan temin işlerinden önemli rakamlar kazandığı” yönündeki bilgiler dillere persenk ediliyor..
Doğru ya da değil.. Ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz derler..
Kaldı ki, neden kimse rahatsız değil bu durumdan?
İbrahim Erdamar’ın bu uyarısı bence dikkate alınmalıdır.
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in ‘yolsuzluğun’ önlenmesi hususunda gösterdiği gayret tartışılırken, diğer yandan Yasin Yıldız şeklindeki isimlerle anılması bence belediyenin ‘güvenirlilik’ temasını sarsar, incitir..
Yoksa, yolsuzlukla mücadele’ ile iglili ortaya konuyan söylemler bir ‘yıldız’ gibi ansızın söner.. Hatırlatmak gerek!

BU EVDE SU YOK!
Yıl 2010.. Cırtıman’da, Atiksu mevki Ferah Evler’de Atiye Yatsı’nın oturduğu evde su yok.. Sebebi gayet net ve anlaşılır..
– O eve giden bir şebeke yok..
Olabilir, tedavisi de mümkündür..
Atiye hanım; Belen Kaymakamlığı’na gider..
Atiye hanım; İskenderun Kaymakamlığı’na gider..
Dilekçe yazar, çözüm ister.. Derler ki:
“- Şebeke çekeceğiz, masraf sizin..”
Atiye hanım o gündür bugünder netice bekler.. Evinde bir yıldır su yok..
Komşuları da olmasa ya da tankerle su getirmeseler, kadın susuzluktan kırılacak..
Bence bu konuda yetkili kurum her kim ise, hayrına birşeyler yapsın hemen..
Bu manzara gerçekten 2010 Türkiye’sine yakışmıyor!

ŞAMPİYONLAR DA MEZUN VERİR!
Erkin Koray şarkısında diyor ya:
“- Öyle bir geçer zamanki dediğim aynıyla vaki, birden dursun istersin seneler olunca mazi.. Öyle bir geçer zamanki..”
Sonra aklım İskenderun İlçe eski Müftüsü Remzi Yavuz’un sözlerine gitti:
“-Zaman gelip geçmiyor.. Asıl giden bizleriz..”
Evet zamanı tutmak imkansız.. Ve günler hızla geçiyor önümüzden, öyle değil mi?
Ama derler ki, zamanı iyi değerlendirmek lazım..
Ama derler ki, işte böyle durumlarda ölümsüzleşir bazı durumlar..
İşte o an.. Davetiyeyi masamda gördüğümde daldım, gittim..
Denizciler’de çorak bir arazi, üzerinde hiçbirşey yok..
Tosyalı Ailesi diyor ki:
“- Baştacı.. Hemen bir okul yaptıralım.. Üstelik fen lisesi olsun..”
Yapıyor da.. Aradan bir yıl geçiyor, içinde her türlü araç ve gerecin bulundurulduğu modern bir eğitim yuvası inşaa ediliyor..
Üzerinden 4 yıl geçiyor..
Türkiye Şampiyonlukları..
Hatay il birinciliği..
Uluslararası başarılar..
Ve daha nice güzel paylaşımlar..
Ve bir gündüz vakti davetiye elimde..
– Tosçelik Fen Lisesi ilk mezunlarını veriyor!
Müthiş bir duygu.. O gece Yelken Kulubü’nde gurur ve hüzün vardı..
Hayırsever İşadamı Fuat Tosyalı, şehir dışındaki programının uzaması nedeniyle geceye katılamadı.. Ama şefkat dolu yüreği, sevgisi hep oradaydı..
Bir de mesajı vardı öğrencilerine:
“- Başarıya uzanan her yolda okuldaki çocuklarımı gördüm.. Sizlerle gurur duyuyorum..”
Fuat bey yoktu ama Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Üyesi, kardeşi Ayhan Tosyalı vardı.. Böylesine bir gurur tablosu karşısında Ayhan Tosyalı, o gece esasen çok şey anlattı bize, çocuklarımıza..
İnsanlar genç kuşaklara yalnız yaptıklarıyla değil, yaşamlarıyla da örnek oldukları zaman inandırıcılık kazanırlar..
Durmadan, engelleri aşarak, gerçeklerden sapmayarak, ödün vermeyerek koşacaksınız, soluk soluğa kalsanız da devam edeceksiniz..
Dilinize, yüreğinize sağlık Ayhan bey..
Yolunuz açık olsun çocuklar!

İTSO VAKFI ve AMATEM!
AMATEM.. Yani, Alkol-Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi..
En yakın konuşlandığı yer Adana.. Bizim kentte yok!
Büyük bir eksiklik.. İskenderun’da, eski kaymakam Cengiz Horozoğlu zamanında AMATEM için bir girişim vardı, ama gerisi gelmemişti..
Şimdi İTSO Vakfı devrede.. Aylardır, uyuşturucu konusunu ısrarla gündemde tutuyor.. Tiyatrolar, seminerler, toplantılar hep uyuşturucu illetinden gençleri kurtulmak için.. Yoğun bir gayret var..
Başta Garip Şandır olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerini kutluyorum..
Şimdi bir adım daha attılar..
Uyuşturucuyla mücadele için, bir rehabilite merkezi gerekiyor..
Adana’ya gönülle sevklerle istenilen hedefe ulaşmak kolay olmuyor..
Akıllara etkili ve yerinde bir fikir geliyor.. AMATEM!
Fitil yeniden yakılıyor, bu kez olacak sanki..
Vakıf, dün itibariyle siyasi partilerin temsilcilerini ziyaret edip, bu milli soruna herkese ortak etti.. Konuşuldu, fikirler paylaşıldı..
Sanayici ve işadamlarının destek vermesi istendi..
AMATEM’i kurmak için yer, konum, projeler şimdiden masaya yatırılıyor.
AMATEM önemli..
Okullara yönelik, uyuşturucu maddeler ve bağımlılığı önleme amacı olan bu programda, her okulda konu hakkında bilgili bir eğitici yetiştirerek, öğretmenlerin, öğrencilerin ve ailelerin eğitilmesi, sürekli koordinasyon ve iletişimin sağlanması, AMATEM ile okullar arasında işbirliğinin sağlanması hedefleniyor..
Ve bataklığa saplanmış gençlerimizle istaşare, onları topluma kazandırmak..
Neden olmasın?

KARAYOLLARI LOJMANI VEYA YENİ HASTANE CİVARI!

Aklımıza, Karahüseyinli’deki otel yatırım projesi geliyor..
Garip Şandır muhtemelen bugün mecliste gündeme getirecek..
Yatırımcıdan destek istenecekse, bence karşılığında böylesine önemli bir projeyi kabul ettirelim.. Kepçeyle, mepçeyle bu iş olmaz..
Alın yatırımcıyı karşınıza anlatın..
Ya da Zelluh ailesi.. Müze konusunda ısrarlı olduklarını biliyorum..
İşte size en kutsal vazife, uyuşturucuyla mücadele!
Belki de AMATEM için karar kılabilir!
Veya, dün toplantıda bu fikri ortaya attım.. Dedim ki:
“- İSDEMİR’in karşısında kullanılmayan karayolları lojmanları var.. Hem konumu uygun hem de fazla bir maliyet gerekmiyor.. İşadamları da iç tefrişatını yapar, olayı hızlandırırız..”
Hem AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun hem de İTSO Vakıf Başkanı Garip Şandır olaya sıcak baktılar.. Hatta sözleştik de.. Gidip en yakın zamanda orayı birlikte inceleyeceğiz..
Demem o ki, herkes uyuşturucuyla mücadele konusunda birşeyler yapmak için çaba göstermeye başladı.. İnanıyorum ki bu iş olacak..
İTSO Vakfı’yla birlikte bu kutsal görev başarıyla tamamlanacak!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.