TAKLİT UŞAKLIKTIR, ÇALIŞMAK VE YETİŞMEK İSE HAYAT VE HÜRRİYETTİR

Tepelerin altyapı sorunu çözüme kavuşuyor. Coşkulu bir törenle bu önemli hizmete
start verildi. Aslında en mutlu olan kesim de mahalle sakinleriydi.
Başa dönelim..
Tören günü alan hıncahınç doluydu. Alkışlarla alana girdi İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan..
Göstermelik değil..
Dugusal değil..
Tamamen gerçekçi bir haykırışla seslendi, MeteAslan:
“- Hiçbir zaman siyasi parti rozeti taşımadım, yakamda hep Türk bayrağı rozetini taşıdım. Benim için önce Allah, sonra sizler varsınız. Arkanızdan değil, yüzünüze konuşuyorum. Oy toplamak için değil, sizin rahat ve huzur yaşantınız için çalışıyorum. Sizlere karşı hep doğru oldum, dürüst oldum.. Çok çalıştım, çok mücadele ettim, ama birileri gibi hiç şov yapmadım. Ben fedakarlık gösteriyorsam, aynı fedakarlığı da sizden bekliyorum.”
Yukarıdaki cümle, törenin ana temasını anlatıyordu bizlere..
Bugüne kadar sağladığı hizmetlere de değindi..
Ama ben, daha çok samimi konuşmasındaki satır başlarına takıldım..
Etrafınıza şöyle bir bakın, kaç belediye başkanı 3 dönem seçildikten sonra şu satır başlarını halkın yüzüne karşı haykırabilir..
* Oy vermeyin..
* Parti değil, millet..
* Yüzyüze siyaset..
* Halkla iç içe..
* Doğru ve dürüst yaklaşım..
* Birilerinin hovardalıklarını teşhir..
Törende bu duygu yoğunluğunun tüm katmanları vardı..
Tamam hizmet yapılır, mahalle sakinlerinin yanına da gidilir..
Ama..
Varoşlardaki terkedilmişliğe, unutulmuşluğa kulak vermiş bir belediye başkanı çıkıp eğer tepe insanından, “İyi ki varsın başkan, seni çok seviyoruz” diye bir sevgi ifadesiyle karşılaşıyorsa, ‘saygı yüreklerde hissediliyor’ demektir.
Bir de şunu gördüm.
Yeniden seçim havası yaşadım törende.. Belediye Başkanı Mete Aslan’a yönelik sevgi gösterisi, duygu yoğunluğu, el üstünde tutmalar ve özellikle çocukların ilgisi tek kelimeyle görülmeye değerdi. Tepe mahallelerindeki görüntü, 4. döneme hazırlandığının da göstergesi..
İnsanlar artık hizmetin farkına varıyor..
Mahalleli artık lafla değil, icraatlarla besleniyor..
Bu kentte yaşayan bir vatandaş olarak, yakın tarihin görgü tanığı olarak, bu kentin siyasi yapısını ve siyaset içindeki bizans entrikalarının nasıl çevrildiğini bilen biri olarak, vicdanımın sesini dinleyerek yazıyorum.
Tepelerdeki övgülerden çıkardığım anlam şu:
– Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir..
Vatandaşın kulaktan kulağa fısıldadığı bu sözler artık, Mete Aslan’ın hizmet coğrafyasındaki başarının değerini artıran süslerdir.
Ve, seçim bildirgesindeki her satırın altında daha şimdiden kırmızı çizgilerle kuvvet buluyor!
HİZMET YOK, GÖSTERİŞ ÇOK!
Haftasonu Arsuz’daydık. Sağolsun, belediye başkanı Fuat Süme’nin davetlisiydik. Toplanma sebebimiz, Arsuz Belediyesi’nde görevli personelin hizmet sözleşmesinin yenilenmesiydi. Muhteşem bir gün geçirdik. Aslında bu satırlarda piknik havasında bir birliktelikten söz etmek isterdim.
Ne yazık ki, Arsuz Belediye Başkanı Fuat Süme’nin etrafını çevrileyen İskenderun Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulundan da bir başkası değildi..
Maalesef tablo hep aynı..
Önce patron, sonra çalışanlar..
Üretkenlik yok, hizmet yok..
Ama gösteriş çok!
Neyse ki, umursamaz bir havadayız.. Bunları geçtim, geçmesine de, beni en çok düşündüren şu:
“Yarın bizim halimiz ne olacak?” takıntılarından kurtulmaya çalışan bir cemiyet yönetimin düştüğü darboğaz..
Zoraki gülümseme ve buz gibi sohbet havası..
Üzüldüm, hem de çok!
KARPUZ EDEBİYATI!
Hazır laf gazeteciler cemiyetinden açılmışken, aylık bir dergide, cemiyete gitmeyen ve bu sebeple cool takılan gazeteciler için iyi niyet temennileriyle dolu bir yazı okudum. Bir de kapak konusu olmuş, ‘Bir koltukta çok karpuz’ lafına da güldüm doğrusu..
Birincisi, kış mevsiminde karpuz yetişmez. Yetişen de hormonludur esasında..
Latifeyi bıraktım..
Yıllar öncesinde ‘karpuz’ için bir gazetecinin yanımdayken, konuştuklarını anımsadım..
Şöyle diyordu:
“- İşçinin hakkını korumayan, layık olduğu değeri vermeyen o insanla işim olmaz.”
Ne yazık ki, bugün o sözleri söyleyenin ‘karpuz’ edebiyatından medet umuyor olmasına da şaşırdım..
Nasıl bir dünyadır bu..
Nasıl bir anlayıştır bu..
Olsa olsa, bunun adı yalan dünya olur!

Tepelerin altyapı sorunu çözüme kavuşuyor. Coşkulu bir törenle bu önemli hizmete start verildi. Aslında en mutlu olan kesim de mahalle sakinleriydi. Başa dönelim.. Tören günü alan hıncahınç doluydu. Alkışlarla alana girdi İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan .. Göstermelik değil..Dugusal değil..Tamamen gerçekçi bir haykırışla seslendi, Mete Aslan :“- Hiçbir zaman siyasi parti rozeti taşımadım, yakamda hep Türk bayrağı rozetini taşıdım. Benim için önce Allah, sonra sizler varsınız. Arkanızdan değil, yüzünüze konuşuyorum. Oy toplamak için değil, sizin rahat ve huzur yaşantınız için çalışıyorum. Sizlere karşı hep doğru oldum, dürüst oldum.. Çok çalıştım, çok mücadele ettim, ama birileri gibi hiç şov yapmadım. Ben fedakarlık gösteriyorsam, aynı fedakarlığı da sizden bekliyorum.”Yukarıdaki cümle, törenin ana temasını anlatıyordu bizlere..Bugüne kadar sağladığı hizmetlere de değindi..Ama ben, daha çok samimi konuşmasındaki satır başlarına takıldım..Etrafınıza şöyle bir bakın, kaç belediye başkanı 3 dönem seçildikten sonra şu satır başlarını halkın yüzüne karşı haykırabilir..* Oy vermeyin..* Parti değil, millet..* Yüzyüze siyaset..* Halkla iç içe..* Doğru ve dürüst yaklaşım..* Birilerinin hovardalıklarını teşhir.. Törende bu duygu yoğunluğunun tüm katmanları vardı.. Tamam hizmet yapılır, mahalle sakinlerinin yanına da gidilir.. Ama..Varoşlardaki terkedilmişliğe, unutulmuşluğa kulak vermiş bir belediye başkanı çıkıp eğer tepe insanından, “İyi ki varsın başkan, seni çok seviyoruz” diye bir sevgi ifadesiyle karşılaşıyorsa, ‘saygı yüreklerde hissediliyor’ demektir. Bir de şunu gördüm.Yeniden seçim havası yaşadım törende.. Belediye Başkanı Mete Aslan’a yönelik sevgi gösterisi, duygu yoğunluğu, el üstünde tutmalar ve özellikle çocukların ilgisi tek kelimeyle görülmeye değerdi. Tepe mahallelerindeki görüntü, 4. döneme hazırlandığının da göstergesi..İnsanlar artık hizmetin farkına varıyor.. Mahalleli artık lafla değil, icraatlarla besleniyor..Bu kentte yaşayan bir vatandaş olarak, yakın tarihin görgü tanığı olarak, bu kentin siyasi yapısını ve siyaset içindeki bizans entrikalarının nasıl çevrildiğini bilen biri olarak, vicdanımın sesini dinleyerek yazıyorum.Tepelerdeki övgülerden çıkardığım anlam şu:- Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir..Vatandaşın kulaktan kulağa fısıldadığı bu sözler artık, Mete Aslan’ın hizmet coğrafyasındaki başarının değerini artıran süslerdir.Ve, seçim bildirgesindeki her satırın altında daha şimdiden kırmızı çizgilerle kuvvet buluyor!

HİZMET YOK, GÖSTERİŞ ÇOK! Haftasonu Arsuz’daydık. Sağolsun, belediye başkanı Fuat Süme’nin davetlisiydik. Toplanma sebebimiz, Arsuz Belediyesi’nde görevli personelin hizmet sözleşmesinin yenilenmesiydi. Muhteşem bir gün geçirdik. Aslında bu satırlarda piknik havasında bir birliktelikten söz etmek isterdim.Ne yazık ki, Arsuz Belediye Başkanı Fuat Süme’nin etrafını çevrileyen İskenderun Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulundan da bir başkası değildi..Maalesef tablo hep aynı..Önce patron, sonra çalışanlar..Üretkenlik yok, hizmet yok..Ama gösteriş çok!Neyse ki, umursamaz bir havadayız.. Bunları geçtim, geçmesine de, beni en çok düşündüren şu: “Yarın bizim halimiz ne olacak?” takıntılarından kurtulmaya çalışan bir cemiyet yönetimin düştüğü darboğaz..Zoraki gülümseme ve buz gibi sohbet havası..Üzüldüm, hem de çok!

KARPUZ EDEBİYATI!Hazır laf gazeteciler cemiyetinden açılmışken, aylık bir dergide, cemiyete gitmeyen ve bu sebeple cool takılan gazeteciler için iyi niyet temennileriyle dolu bir yazı okudum. Bir de kapak konusu olmuş, ‘Bir koltukta çok karpuz’ lafına da güldüm doğrusu..Birincisi, kış mevsiminde karpuz yetişmez. Yetişen de hormonludur esasında..Latifeyi bıraktım.. Yıllar öncesinde ‘karpuz’ için bir gazetecinin yanımdayken, konuştuklarını anımsadım..Şöyle diyordu:“- İşçinin hakkını korumayan, layık olduğu değeri vermeyen o insanla işim olmaz.”Ne yazık ki, bugün o sözleri söyleyenin ‘karpuz’ edebiyatından medet umuyor olmasına da şaşırdım..Nasıl bir dünyadır bu..Nasıl bir anlayıştır bu..Olsa olsa, bunun adı yalan dünya olur!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.